Vecihi Hürkuş’un ilham veren hikayesi ekranlarda: Vecihi Hürkuş kimdir?

Sadece, “Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından ihtiyaç duyulan vesika verilmemiştir.” yanıtını alan Hürkuş, bakanlık nezdinde meydana getirilen girişimler sonucu istenen belgenin alınması amacıyla uçağın Çekoslovakya’ya gönderilmesine karar verdi. Lüzumlu izinleri alınan tayyare, Ankara’da sökülerek demiryoluyla Prag’a gönderildi.

Hürkuş, 23 Nisan 1931’de Çek yetkililerden uçuş müsaadesini almasının peşinden iki gün sonrasında bu ülkeden Türkiye’ye gelmek için yola çıktı.

Türkiye’ye 5 Mayıs’ta ulaşan Hürkuş, uçağın atıl kalmaması için Posta İdaresi ile “Ankara-Erzurum” ile “Ankara-İstanbul” içinde posta hattı kurulması için görüşmeler yapmış oldu.

Türk Hava Kurumu’nun organize ettiği, Ankara’dan başlayarak, Aksaray, Konya, Manavgat, Antalya, Fethiye, Muğla, Aydın, Denizli, Uşak, Eskişehir, Adapazarı, İzmit ile devam eden ve Yeşilköy‘de başarıyla tamamlanan tura katıldı.

Yardımcısı makinistin işine son verilmesi ve yaşamış olduğu bazı problemler sebebiyle kurumdan ayrılan Vecihi Hürkuş, 21 Nisan 1932‘de ilk Türk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’ni (VSTM) kurdu.

İkisi kız olmak suretiyle 12 öğrencinin kaydolduğu okul, Türk gençliğini havacılığa alıştırmak ve “tayyareci kuşaklar” yetiştirmek amacıyla eğitime başladı. Kuramsal ve uygulamalı olarak eğitim veren, büyük bir atölyesi bulunan okulun Kalamış’ta bir hangar ve uçuş alanı olarak kullandığı ufak sahası ile Fikirtepe’de uçuş alanları bulunuyordu.

İş adamı Nuri Demirağ’ın 5 bin lira bağışta bulunmasının peşinden adı “Nuri Bey” olan “Vecihi XVI” kapalı kabin uçağını 1933’te yapmış oldu.

Aynı yıl tek satıhlı “Vecihi XV” uçağını da bitiren Hürkuş, ikişer tane “Vecihi XIV”, “Vecihi XV” ile “Nuri Bey-Vecihi XVI” uçaklarında öğrencileri beraber İstanbul’da bir şov uçuşu yapmış oldu.

DİPLOMA DENKLİĞİ VERİLMEDİ

Öğrencilerinden Sait Bayav, Tevfik Artan, Muammer Öniz, Osman Kandemir, ilk Türk hanım tayyarecisi Bedriye Gökmen ve yeğeni Eribe’nin yalnız uçmayı başarmasına karşın okul maddi sorunların yanı sıra yetiştirdiği öğrencilerin diplomalarına denklik verilmemesinden dolayı kapanmış oldu.

Vecihi Hürkuş, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulca’ya ilettiği, çalışmalarından faydalanması talimatına uyarak, tekrardan Ankara’ya döndü.

Burada, başöğretmen olarak vazife icra eden Hürkuş, Etimesgut hangarlarını yapmış oldu. Okulunda yetiştirdiği öğrenciler, Rusya’ya eğitime gönderildi.

Yeğeni Eribe‘nin 29 Ekim 1936’daki Cumhuriyet Bayramı törenleri provalarında paraşütünün açılmaması sebebiyle yaralanmasının peşinden kaldırıldığı hastanede vefat etmesiyle sarsılan Vecihi Hürkuş, bir süre sonrasında mühendislik eğitimi için Almanya’ya gitti.

Hürkuş, Weimar Mühendislik Mektebi’nde bir buçuk yıl sonrasında da mezun oldu. Tayyare Makine Mühendisliği diplomasını almasının peşinden Danıştay sonucu ile mühendis ruhsatnamesine haiz oldu. Türk Hava Kurumu tarafınca Van’a belirleme edilince çekilme ederek, kurumdan ayrıldı.

“Vecihi Havada” kitabını 1942’da gösteren Hürkuş, 1947’de Kanatlılar Birliği’ni kurdu. Türk Hava Kurumu’ndan “Magister” tipi bir tahsil uçağı temin eden Hürkuş, kızı Gönül ile “Kanatlılar” adlı bir mecmua çıkarttı. 1951’de beş arkadaşıyla beraber havadan zirai ilaçlama yapmak suretiyle “Türk Kanadı” şirketini kuran Hürkuş, Sait Bayav ve Muammer Öniz ile İngiltere’den “Auster MK-V” tipi üç tayyare aldı.

Hürkuş, bir yıl sonrasında bir firmanın mama reklamını yapmak için gittiği İngiltere’de “Percival Proctor V” tipi dört kişilik hafifçe gezgin tipi tayyareye haiz oldu. Bu tayyare ile değişik firmaların reklamını icra eden Hürkuş, bebek maması ile puro sabunu şeklinde malzemeleri kağıt paraşütlerle uçaktan dağıtarak, değişik bir reklam faaliyetlerinde bulunmuş oldu. Hürkuş Hava Yolları’nı 29 Kasım 1954’te kurarak, Türk Hava Yolları’nın seferden kaldırdığı uçaklardan sekiz tayyareyi banka kredisiyle satın aldı.

Sefer yapılmayan şehirlere uçuş koyma izni alamayan, bir süre gazete dağıtımı yapmak isteyen Hürkuş’un şirketi hemen sonra kapanmış oldu.

Elinde kalan son uçağı “TC-ERK”i Maden Incelem Arama Enstitüsü’nün emrinde kullandırarak, Güneydoğu Anadolu’da toryum, uranyum ve fosfat arama çalışmalarını yaptırdı.

Yaşamının son dönemlerinde maddi sıkıntılar çeken Vecihi Hürkuş, Ankara’da anılarını yazdığı bir dönemde beyin kanaması geçirdi.

16 Temmuz 1969’da Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde hayata gözlerini yummasının peşinden Ankara’daki Cebeci Asri Mezarlığı’nda defnedildi.

Yoruma kapalı.