Dünya Otizm Farkındalık Günü, insanların otizm konusunda farkındalık yaratmasına yardımcı olan özel günler arasında yer alıyor. AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi, otizmli bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırmak ve sosyal yaşamda daha aktif rol alabilmeleri için bu alanda önemli çalışmalar yürütüyor. AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nilay Kayhan ve AB Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk ve Ergen Sağlığı ve Ruh Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sezen Köse, “Dünya Otizm Farkındalık Günü” hakkında bilgi verdi. Otizmin tanımına ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Sezen Köse, 'Otizm, nörogelişimsel bozukluklar ve farklılıklardan kaynaklanır; Bunlar sosyal etkileşim ve iletişimde yaşanan zorluklar, davranış farklılıkları, takıntılı ilgiler ve duyusal hassasiyetlerdir” dedi.
'AYRINTILI DEĞERLENDİRMELERİN YAPILMASI ÇOK ÖNEMLİ'
Çocukluk döneminde erken teşhisin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Köse, şunları söyledi: “Otizm belirtileri yaşa ve zihinsel kapasiteye göre değişiklik gösteriyor. Bu belirtilerin ilk göze çarpanı göz temasında yetersizlik ve çağrıldığında cevap vermede yetersizlik. Ortak dikkat eksikliği, işaret edememe, sevinçleri ve ilgi alanlarını paylaşamama erken dönemde bile kendini gösterir, zihinsel engellilerde yaklaşık %60'ının zihinsel düzeyi normal sınırlardadır. Özellikle çocukluk döneminde bu belirtilere dikkat edilmeli ve çocuğa erken yaşlarda özel eğitim verilmelidir. “Çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından muayene ve değerlendirme yapılır.”
'EGE ÜNİVERSİTESİ OTİZMLİ BİREYLERİN KISMI'
Otizm farkındalığının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, şunları söyledi: “Otizm belirtileri zamanla farklı şekillerde kendini gösterebiliyor. Sosyal etkileşimde zorluk yaşayan otizmli bireyler, özellikle oyun ve okul sırasında akranları arasında zorbalığa maruz kalıyor. Otizmli bazı bireyler sıklıkla akademik başarı elde etseler de sosyal yaşamda ve iş hayatında zorluklar yaşamaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı otizm bilincinin erken yaşlarda toplumsal olarak benimsenmesi, otizmli bireylerin ve ailelerinin en büyük destekçisi olacaktır. Son araştırmalara göre 36 çocuktan birinde otizm görülüyor, bu da her ilkokul sınıfında bir otizmli çocuk olabileceği anlamına geliyor” dedi.
“ERKEN TEŞHİS SONRASI BÜTÜNSEL BİR BAKIŞ AÇISI UYGULANMALIDIR”
AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nilay Kayhan, “Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocukların erken yaşlardan itibaren eğitimine yönelik sistematik, destekleyici ve kapsayıcı öğrenme ortamlarının oluşturulması şarttır. Bu süreçte farklı disiplinlerden uzmanların koordineli bir planlama yapması gerekmektedir. aile ve çocuğun da izlenmesi çalışmalarına yer verilmeli ve hizmetlerin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.” Bir diğer önemli faktör ise erken çocukluk dönemi de dahil olmak üzere eğitim ortamlarında birey odaklı tasarımın kalitesinin göstergeleridir. Bu nedenle evrensel tasarıma dayalı uygulamalar ve eğitsel uyarlamalar ön plana çıkmaktadır. Kapsayıcı yaklaşımların başarısının en önemli unsuru etkili müdahalelere ve kanıta dayalı uygulamalara yer verilmesidir. “İzleme ve değerlendirme çalışmalarının benimsenmesidir. Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı alan çocukların erken dönemde iletişim, dil ve sosyal becerilerinin desteklenmesi, gelişimsel bütünlük açısından önemli görülmektedir.”
“HAK TEMELLİ BİR EĞİTİM FELSEFESİ BENİMSENMELİ”
Doç. müdahale perspektifi benimsenmelidir.” OSB'li öğrencilerin eğitiminde tasarlanmalı ve kanıta dayalı uygulamalara yer verilmelidir. Sınıf içi ve ders dışı ortamlarda sosyal hayata tam katılımları desteklenmelidir. Yasal düzenlemeler ile izleme ve değerlendirme verileri eğitime, sağlığa, sosyal hizmetlere, istihdama ve sosyal hayata tam katılımlarının temeli olarak değerlendirilmelidir. Buna göre her çocuğun kaliteli eğitim hakkı, bireysel gelişimsel farklılıklara göre koordine edilmelidir. “Temel temelleri ön planda tutan, haklar sistemini benimseyen kapsayıcı yaklaşımlar.” Erken çocukluk ve anaokulundan başlayarak OSB'li çocukların en temel insan haklarına dayanan eğitim felsefesi.”